Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
84 syf.
9/10 puan verdi
Sana bir nefes olamayan şiirden de geçtim
Yaşıyoruz Sessizce, Şükrü Erbaş’ın 2.5 yıl boyunca kanserle mücadele etmiş ve sonrasında da hayatını kaybetmiş olan eşi Hatice Erbaş’a; hastalık öncesinde, hastalık sürecinde ve öldükten sonra da yazmış olduğu şiirlerden oluşuyor. **Tek bir kadına sadık kalarak da şiir yazılabildiğini, şiirlerinin başrolündeki kişiyi hiçbir zaman değiştirmeden-
Yaşıyoruz Sessizce
Yaşıyoruz SessizceŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201612,9bin okunma
381 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Savaş Döneminde Halkın Yaşamla Mücadelesi
Savaşarak ölmek mi açlıktan kıvranmak mı aç kalmamak için en berbat şeyleri yiyerek yaşamaya çalışmak mı donacak derecede üşümek mi daha ne kadar hayatta kalacağını kestirmeden yaşamak mı çocuklarını kurtarmak için kendini feda etmek mi savaşta evinden ve vatanından olmaktan deli gibi korkmak mı barınamamak mı her yerde iş aramak fakat bir türlü
Savaş ve Açlar
Savaş ve AçlarHasan İzzettin Dinamo · Heyamola Yayınları · 20051,308 okunma
Reklam
84 syf.
·
Puan vermedi
Şimdi kapattım kapağını kitabımın ellerim titreyerek. Burnumda acı bir yanma... Boğazım düğüm düğüm... Gözlerimden elimde olmadan usulca süzülen yaşlar... Nasıl sevmek bu böyle? Nasıl sevmek ki toprak bile giremez iki gönül arasına. Nasıl yaşar insan ölümle böyle iç içe? Ah hatıralar... Ne değerliler geride kalan için. "Tuhaf bir adam oldum Kendimle konuşuyorum evin içinde Biraz da şu koltuğa oturayım, diyorum Perdeleri ne kadar zamanda yıkardın, diyorum Bir gün olsun açık bırakmıyorum yatağımızı El ayak değmeyen yerler nasıl tozlanır böyle Merak etme, mutfağı tertemiz ettim Terlikler senin istediğin gibi duruyor Çamaşır ipini silmeden asmıyorum çamaşırı Bir kahve yapayım diyorum İki fincan koyuyorum, süt hazırlıyorum sana Sessizlikten mi nedir Bütün bunları yüksek sesle söylüyorum İnsan başka nasıl katlanır ölüme, bilmiyorum " S.59 Kendime kızdım neden keşfedemedim bu satırları daha önce diye. Neden bu kadar geç kaldım diye üzüldüm. Okumadan geçilmemesi gereken bir eser. Ölümü, ayrılığı, yalnızlığı, aşkı anlatan okunası bir kitap. "Yastığını koklaya koklaya öğrendim İnsan bir kere ölmüyormuş meğer... " S.69
Yaşıyoruz Sessizce
Yaşıyoruz SessizceŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201612,9bin okunma
·
Puan vermedi
Seni Ne Yaşatıyor
Yazar aslında bize daha başlıkta soruyu soruyor, İnsan Ne ile Yaşar? Kitapta yazarın bu sorulara farklı öykülerle verdiği cevapları okuyoruz aslında. Biz etten kemikten, yeme içmeye düşkün insanlarız ama yiyecekle mi yaşıyoruz hayır. Aslında yazmanın belki asıl amacını oluşturuyor bu soru. Çünkü örneğin ilk kurmaca metinler ve öykücülüğün temellerini oluşturan tregedyalar da bunun cevabını ölçü olarak veriyorlar. Onlara göre insan ancak ölçüyü kaçırmadığı zaman yaşayabilir. Hem ruhen hem de fiziksel olarak. Örneğin Oidipus kendi babasını asabiyeti sebebiyle ortada bir suç yokken öldürdüğü için cezaya maruz bırakılır. Tolstoy kendi dinci/ dinsel bakış açısıyla bu sorunun cevabını etik kuralları olarak veriyor. Günümüzde bazı kişiler bunun cevabının sanat olduğunu düşünüyorlar. Ben sanırım Tolstoy'a yakın bir yerde duruyorum ve onurumuzla, ahlakımızla yaşayabileceğimizi, bunları yitirdiğimiz gün ölüden bir farkımız kalmayacağını hatta daha da kötüsü bunları sürdürdüğümüz için ölüp gitsek daha iyi olacağını düşünüyorum.
İnsan Ne ile Yaşar
İnsan Ne ile YaşarLev Tolstoy · İnsan Kitap · 2016191,9bin okunma
·
Puan vermedi
ÇOK GENİŞ ÇAPLI BİR İNCELEME-KARMA
Epsilon yayınlarından çıkmış 152 sayfalık eser 5 bölümden oluşmaktadır. Richard Bach tarafından 1970 yılında yayınlanmış olan kitapta 4. Bölüm hikâyenin güzelliğini bozduğu için yayınlanmamış, ta ki 2014 yılına kadar. Kitaptaki son söz kısmı bunu açıklamaya ayrılmış. Eser,yer yer masalsı öğeler taşıyan öyküleyici anlatım biçimiyle fabl türünde
Martı Jonathan Livingston
Martı Jonathan LivingstonRichard Bach · Epsilon Yayınları · 201167,3bin okunma
479 syf.
10/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Seni sevmiyor. Sevseydi sen kitap okurken sırtını çevirip uyu­mazdı.
Bitti. Sanki kitap değil de hayat bitmiş, Çevirdiklerim sayfa değil de hayatın günleriymiş gibi... Gitti. Giderken beni bıraktı geride. En son Martin'in ardından böyle bakakalmıştım. Oysa ne diyordu rahmetli Erdal Tosun, "Vedalaşmak asıl kalana değil, gidene koyar." Öyle olmadı işte. En çok bana koydu bu gidişler. Varlıklarından
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli OyunlarOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202231,1bin okunma
Reklam
110 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ve Gogol “Palto”sunu giydi üzerine, “Fayton”una binip yanımızdan geçti.
Ve Gogol “Palto”sunu giydi üzerine, “Fayton”una binip yanımızdan geçti. Kitap: Fayton Yazar: Nikolay Vasilyeviç Gogol Yayın Bilgileri: Sentez Yayınları 2009 1. Baskı Dostoyevski’nin söylediği kabul edilen bu sözü hemen herkes bilir. Peki, kimdir O? Tabii ki Rus edebiyatında gerçekçilik akımının en önemli isimlerinden olan, 1809’da toprak sahibi
Fayton
FaytonNikolay Gogol · Sentez Yayıncılık · 2009733 okunma
352 syf.
8/10 puan verdi
Gölgelerdeki Direniş: 1984'te Karanlığın İçinde Umut
Bir gün her şeyin kontrol altında olduğu, her adımınızın takip edildiği ve her düşüncenizin izlendiği bir dünyada yaşıyorsunuz. Büyük bir "göz" sizi her yerde izliyor ve en ufak bir muhalefet girişiminde bile acımasızca cezalandırılıyorsunuz. Bu, sadece bir distopik kurgu değil, George Orwell'ın 1984 romanında anlattığı ürkütücü bir
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019166,1bin okunma
204 syf.
·
Puan vermedi
Atam bu kitabı boşuna tavsiye etmemiş. Kitabı yıllar önce okumuştum ama gündem beni bu kitabı tekrar okumaya itti. Öğretmenlerimizin ne kadar değerli olduğunu bir kez daha hatırlayıp tekrar okumaya karar verdim. Kesinlikle her bireyin hayatında mutlaka en az bir kere okuması gereken bir kitap. Eğer bugün bu çürümüşlüğü, dibe vurmuşluğu yaşıyorsak
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Beyaz Zambaklar ÜlkesindeGrigory Petrov · Fide Yayınları · 201799,5bin okunma
84 syf.
10/10 puan verdi
Benim için Şükrü Erbaş her zaman bir başka oldu. Sevgisi,hürmeti, nezaketi... Bu kitap hakkında ne yazsam eksik kalır. Öyle güzel sevmiş ki Hatice'sini,her mısra ağlıyor gibiydi. Hatice Erbaş'ın yokluğunda ,evdeki varlığını hissetmek için,Hatice Erbaş'ın düzenini aynen devam ettirme çabası: " Merak etme,mutfağı tertemiz ettim Terlikler senin istediğin gibi duruyor Çamaşır ipini silmeden asmıyorum çamaşırı" belki de yokluğuna inanamama süreci bilemiyorum,büyük bir yumru gibi oturdu boğazıma. Kalabalıklar içinde bile yalnız hissetmesi, en ufak izinin silinecek olmasına korkması, izler silinince tamamen kaybedecekmiş gibi korkusu beni ağlattı: "Misafirler gitti Biz kaldık yine. Eşyaların düzeni bozulmasın diye Çırpınıp durdum sessizce. Yeri değişen her şeyin Seni biraz daha uzaklaştırdığını söyledim Öylece baktılar yüzüme. Insan anılarını nasıl korur başka" sevgiye,aşka, emeğe,bir ömre vefa bu olsa gerek... Yokluğunda sadece ölümü düşünmek ve bir an önce kavuşmayı arzulamak: "Ömür Hanım Seni çok özledim,çok Ben gelene kadar çürüme ne olur." bol bol iç çektim, her mısrada ah be ne güzel sevmiş dedim. Yazmakla bitmeyecek kadar hürmet edilesi bir sevgi... Teşekkürler Şükrü Erbaş ♡ "Ömür Hanım, iyi ki ben de seninle yaşadım dünyayı."
Yaşıyoruz Sessizce
Yaşıyoruz SessizceŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201612,9bin okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.